Cin kelime manasıyla, “gizli, örtülü varlık, görülmeyen şey” anlamına gelir. Çeşitli şekillere girebilen, ateşten yaratılmış, manevi, ruhani, gizli varlıklara verilen addır.
Şeytan ise kelime manasıyla, gözle görülmeyen, azgınlık ve kötülükte ileri giden, kibirli, asi, insanları saptırmaya çalışan cinlere denir.
Cinler vardır kuranda cin suresi ve cinlerle ilgili hadisler vardır
“Biz meleklere Âdeme secde edin dediğimizde, iblis hariç hepsi secde etti. İblis cinlerdendi ve Allah’ın emrinden harice çıktı.” (Kehf, 50) Ayetinden de açıkça anlaşılacağı gibi aslında şeytan bir cindir.
Allah’a ibadet ederek derecesini yükseltmiş hatta meleklere bile hocalık yapmış, daha sonra isyanı yüzünden bu konumunu yitirmiştir. Asıl ismi Azazil olup
Hz. Ademe secde etmeyip allaha isyan etmesi sonucunda Şeytan ve iblis ismini aldı.
Kur’ân’da şeytan ismi tekil olarak 70,
çoğulu “şeyatin” olarak 18 olmak üzere toplam 88 yerde geçmektedir. Kur’ân’daki diğer adı olan iblis ise 11 yerde zikredilmektedir.
Cinlerin esrarı
Cinlerin mümin, münafık, ve kafirleri bulunur.
Cinlerin Kâfirlerine “şeytan”, insanların arasında bulunan, yerleşen ve göç eden cinlere “ummar”, çocuklara musallat olanlara “ervah”, şeytanlaşmış cinlerin en şerli ve güçlü olanlarına da “ifrit” adı verilir.
Cinler dumansız ateşten yaratılmıştır. nasıl ki insan topraktan yaratılmış ve onun nesli nutfe ile devam ediyorsa, ilk cin de ateşten yaratılmış ve nesli devam etmektedir.
Hz. Âdem bir “beşer” olarak yaratıldıktan sonra, onun toprakla bir ilişkisi kalmamıştır. Çünkü artık onun bedeni et, kemik ve kandan müteşekkildir. Her ne kadar toprakla bir ilişkisi olsa dahi, bu doğrudan doğruya değildir.
Tüm bunlar, cinler için de geçerlidir. onlar ateşten yaratılmıştır ama, nasıl ki insanlar toprak değilse onlar da ateş değildir.
Cinler farklı kültürel seviyelerdedir. Hz.Süleyman devrinde ileri derecede bilimsel ve sanatsal etkinlikleri görülmüştür. Ordu da yer aldıkları gibi, mühendislik, ustalık ve dalgıçlık görevi yapmışlar, heykeller, büyük havuzlar ve sabit kazanlar inşa etmişlerdir.
Cinler, insanlar gibi bu dünyada imtihan olunmaktadırlar. Onlar da hesaba çekilip cennete veya cehenneme gideceklerdir. Salih amel yapan ve hayır işleyenleri cennete, inkâr edip kafir olanları ve iman etmeden tövbesiz ölenleri de cehenneme gidecekler.
Cinlerin ömürleri ortalama ne kadardır
Cinlerin ömürleri kaç yıldır
Cinlerin ömürleri insanların ortalama ömür süreleri olan 70 senenin yaklaşık 10 ila 13 katı, yâni 700 ile 1000 sene arasında değişmektedir. Onların zaman ve mekanı bizimkinden farklıdır. kendi yıllarına göre yirmi yaşındaki bir cin bizim zamanımızla bin, hattâ binbeşyüz yıl öncesinden beri var olmuş olabilir. Peygamberimizle görüşen cinin hâlâ yaşadığı söylenir. Yine bizim mekânımız, yani maddemiz onlar için boşluk hükmündedir. Onun için onların nüfûz edebilen, yani sizabilen ateşten yarâtıldıkları bildirilmiştir.
Cinler Alemi Evlilik ve cinler aile hayatı yaşarlar mı?
Beyhaki’de geçen ve İbn Mesud’un rivayet ettiği bir hadiste İbn Cerir şunu naklediyor: “Vehb bin
Munebbis’e ‘Cinler yiyip içerler mi, ölürler mi, evlenirler mi?” diye soruldu. Vehb şöyle cevap verdi: “Cinler çeşit çeşittir. Rüzgar halinde olanlar, yiyip içmezler, ölmezler ve çoğalmazlar. Onları bir çeşidi de yiyip içerler, ölürler ve evlenirler.” Demek oluyor ki bizim bahsetmiş olduğumuz insanlarla iç içe yaşayan cinler aleminde evlilikler, aile hayatı ve sosyal faaliyetleri vardır.
Cinleri insanlar gibi düşünebiliriz, onların da erkekliği ve dişiliği vardır. Evlenip çoğalabilirler. İslam alimleri, bu konuda delil olarak Rahman Suresi 55. ve 56. ayeti delil göstermişlerdir,
“Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.”
Cinlerin insanlarla evliliği İnsanlarla evlenirler mi?
Bazı alimler bu evliliğin mümkün olduğunu ancak caiz olmadığını ifade ederler bu fitrat ve tabiatlarına aykırıdır bir kadın erkek cinle evlense ve hamile kalsa insanlara çocuğunun babasının cin olduğuna inandıramaz.
Cinlerin Yiyecekleri nedir-nelerdir?
Besmele ile kesilmiş hayvanların kemikleri cinlerin yiyeceğidir. Peygamber (sav) Efendimiz bu hususu açıklayan bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Tezekle ve kemikle taharet almayın. Çünkü bunlar, cinlerden kardeşlerinizin azığıdır”
Cin taifesi, Peygamber (sav) Efendimiz’in duası ve mucizeleri sebebiyle, kemiği, üzerindeki eti ile; tezeği de arpa ve saman şeklinde görmekte ve ondan açlıklarını gidermektedirler. Soğan ve sarımsak kabuları cinlerin paralarıdır.
Cinler insanlara nasıl vesvese verir?
Cinlerin konuşması mümkündür. Çünkü o konuşma büyülenmiş kişiye sihirbazın telkin ettiği gibi ruhun meyil ettiği bir şey olabilir. O bir ses değil ama büyülenmiş kimsede bir etki meydana getirmektedir. Cinler yakıcı ateş değildir, sadece ilk baştaki yaratışları yani maddeyi asliyeleri ateştir. Dolayısıyla Âdemoğlunun cesedine girer. Şeytan latif bir cisim olup insana vesvese verir. Kişiye kötü düşünceler fısıldar yani Rabbimizin buyurduğu gibi (cc) insanların gönüllerine vesvese verir. “Cisimler birbirlerine giremez. Cisimler birbirlerine girerse o ateş olduğu için insan yanar” sözü yanlıştır. Çünkü ruh ve cisimlere giren hava gibi latif cisimler kesif (yoğun) cisimlere rahatlıkla girebilirler. Cinde latif bir cisim olduğuna göre onun da insan bedenine girmesi mümkündür. (İbn-i Akil). Sorunun cevabının iki ayetle sonlandırayım:
Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (İçlerine kuşku, kuruntu fısıldar). Gerek cinlerden, gerekse insanlardan (olan her hannas’tan Allah’a sığınırım). (Cin Sûresi 4-5)
Cin ve şeytan arasındaki Fark nedir?
Cinler insanın doğrudan beynine, aklına, düşünce sistemine nüfuz edebilir. O bölgeleri tesir altına alabilir.(korku, endişe, ürperti hayal kurma gibi olaylarda olduğu gibi)
Şeytan ise farklı olarak, ancak kalbe ve inanç merkezine nüfuz edebilir ve kalbin yanında bulunan lümme-i şeytaniye denilen yerde, devamlı suretle insana vesvese verir. İnsanoğlunu yoldan çıkarmaya çalışır.
İnsî ve Cinnî Şeytanlar
Şeyâtin, insî ve cinnî şeytanlardır ve bunlar İblis’in evlatlarıdır. İblis, evlatlarını iki gruba ayırmış, bunlardan bir kısmını insanlara karşı, diğer kısmını da cinlere karşı vazifelendirmiştir ki, bunlar vazifeli oldukları saha itibariyle bu ismi almışlardır.
Şeytanlar, insî ve cinnî olmak üzere iki kısımda mütâlaa edilmiştir ki,
“Böylece her nebi için ins ve cin şeytanlardan düşmanlar var ettik.” (En’am, 6/112)
Allah Rasulü (sav), Ebu Zer’e (ra) sorar:
“İnsî ve cinnî şeytanların şerrinden Allah’a sığındın mı?”
Hz. Ebu Zer de bu suale, yine bir sual ile karşılık verdi:
“İnsanlardan da şeytan var mı?”
Allah Rasulü cevabında:
“Evet, hem de onlar cinnî şeytanlardan daha da şerirdirler.” (2) buyurur.
Bu nedenler her zaman Allahım şeytanın şerrinden cinlerin şerrinden ve şeytanlaşmış insanların şerrinden sana sığınırım şeklinde dua etmeliyiz.
Bazı âlimler insanların göremediği bu ruhanî varlıkları şöyle özetlemişlerdir: Ruhanî varlıklar olarak,hayırlı olan ve Allah’ın emrinden çıkmayan, insana iyi şeyler ilham eden varlıklara Melek; insanı aldatan ve şerre yöneltenlerine Şeytan; hem hayırlıları, hem şerlileri bulunan ruhani varlıklara dacin diyerek, üç sınıfa ayırmış böylece konuya açıklık getirmişlerdir.
Bu konuda Medyum Hafize Hoca'dan daha ayrıntılı bilgi almak ve işlem yaptırmak için arayın : 0505 070 73 34